Aşkın meyvesi mango, yaklaşık dört bin yıldır insanoğlu tarafından tüketiliyor. Maymunlar çekirdeğini yemeye bayılıyor. İster çiğ tüketin, ister salatada ya da soslarda; mango, sulu altın sarısı rengi ile tabakları ısıtıyor.

Pakistan, Filipinler ve Hindistan dünya üzerindeki en büyük mango üreticileri. Latin Amerika ülkelerinde kabuğu soyulan mango, bir çubuğa saplanarak satılıyor - lolipop gibi. Tuz, limon suyu ya da acı biber ile de tüketiliyor. Örneğin olgunlaşmamış mangoyu tuzla yemek Brezilya’da popüler. Tropik bölgelerde her tür yemekte, kahvaltıda ve içecekte kullanılıyor. Güney Asya’da mango lassi adı verilen, yağ ve şekerle karıştırılan mango suyu çok popüler. Hindistan kültüründe mango yaprakları, özellikle düğünler ve dini törenlerde dekorasyon amacıyla süslemelerde yaygın.

Mangonun faydaları saymakla bitmez. İçerdiği bol A ve C vitaminleri ve 25 farklı çeşit karotenoid ile bağışıklık sistemini güçlendirir. Hala büyümekte olan yeşil mangoda bol C vitamini varken, meyve olgunlaştıkça A vitamininin öncül maddesi olan beta karoten içeriği artıyor.

Afrodizyak etkisi vardır, bu yüzden diğer adı aşk meyvesidir. Tıpkı papaya gibi, proteini parçalamaya yarayan enzimler içerir. Bol lifleri ile bağırsak dostudur. İçerdiği antioksidanlar sayesinde kolon, göğüs, lösemi ve prostat kanserlerine karşı vücudu korur. Glutamin asit açısından zengindir; bu sayede konsantrasyonu kolaylaştırır ve hafızayı güçlendirir.

Her cilt tipine uygun, evde kolaylıkla hazırlayabileceğiniz mango maskesi, ciltteki gözeneklerin açılmasına yardımcı olur. Akne oluşumunu engeller. Maskeyi 10-15 dakika yüzünüzde tutmanız öneriliyor. Yine evde hazırlanabilecek, çok basit ve daha şifalı bir tarif ise, 5-6 mango yaprağını tüm gece suda bekletip sabah bu suyu içmek. Diyabet hastaları için öneriliyor, insülin seviyesini dengelemeye yardımcı olduğu söyleniyor.