Seyahat yazılarımıza gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederek başlayalım. Ama hemen ardından da gelen bazı sitemlerden bahsedelim. “Sürekli gece yaşamına teşvik ediliyoruz. Karaciğeri bıraktık!” diyenlerin sesini de duyduğumuzdan, bu kez "alternatif" bir yazıyla karşınızdayız: Müzeler.
Elbette sitemizin adına halel getirmeden yan bir konu daha belirlemek lazımdı ve haliyle sporu seçtik. Futbolun beşiği İngiltere, spor müzelerinin de beşiği olduğu için şehir olarak da Londra’yı seçtik. “Harbi Erkek” spora gönülden bağlı olmalıdır beyler!

ARSENAL – EMIRATES
Woolwich, Highbury derken Arsenal artık Emirates’te. Metroya binip Holloway Road’e gideceksiniz Thierry Henry heykelini gördüğünüzde “dur, geldik” diyeceksiniz! Arsenal müzesi stadyum turu kapmasında görülmeli. Nedeni şu: Diğer stadyum turlarının aksine basın odasına, maç sonu röportaj alanlarına girilmesine, Arsene Wenger’in koltuğuna oturmanıza izin veriyor. Hocamızın motivasyon konuşmaları ve oyuncuların sesleriyle soyunma odasını da gezmek eşsiz bir tecrübe. Mesut Özil’den ötürü Türkçe seçeneğini de en kısa sürede bekliyoruz!

Durum böyle olunca teknolojik nimetlere çok önem vermiyorsunuz. Verseniz zaten Arsenal’in biraz pazarlamada sınıfta kaldığını göreceksiniz! Bu turun bir diğer artısı da Arsenal çalışanlarının güler yüzlü oluşu. “Müzedeyim ama para bende” diyorsanız 2 katı vererek Charlie George, Perry Groves ve Nigel Winterburn gibi kulüp efsaneleriyle stadı geziyorsunuz. Yalnız bu “efsaneli” turu, stadyuma gitmeden önceden internet üzerinden satın almanız lazım.

CHELSEA – STAMFORD BRIDGE
Chelsea'nin yüksek teknoloji ürünü müzesi 2011 yılında açıldı. Londra’nın ve İngiltere’nin en büyük spor müzelerinden biri. İnteraktif ekranlar, oyunlar ve videolarla 107 yıllık kulüp tarihini öğrenirken, bir yandan da eğleniyorsunuz. Müzeyi, stadyum turundan bağımsız olarak da gezebiliyorsunuz.

FULHAM - CRAVEN COTTAGE
Burayı, opsiyonel yazıyoruz. Fulham, Londra’nın en eski kulübü; 1879’da kurulmuş. 12 pound şimdilerde büyük para ama adamlara da saygıda kusur etmemek lazım. Craven Cottage’ı, 19’uncu yüzyıl havası almak için ziyaret edin. Bu arada nasıl olsa kimse gitmez demeyin! Sabah 11:15'te başlayan tur sadece önceden rezervasyon yaptıranlara açık...

MARYLEBONE KRİKET KULÜBÜ
Burası dünyanın en eski spor müzesi, o yüzden "kriket bahane tarih şahane!" Tam 400 yıllık bir sporun en başından günümüze gelişini bu kadar güzel anlatan bir ortam yaratmak takdire şayan bir durum. Ayda bir çok büyük bir sergi düzenlenen müzede yaşayan efsane Shane Warne’un (Kendisi aktris Elizabeth Hurley’nin eski eşi olur) malzemelerinin bulunduğu yerde bir fotoğraf çektirin. Çok havalı olur...

RIVER & ROWING / NEHİR VE KÜREK MÜZESİ
Thames Nehri’nin ruhunu yaşatan bu müzede, iki tane çok önemli görsel iş var. Birincisi, dünyanın ilk sinematik şovu kabul edilen 1897 yılında çekilmiş yarış görüntüleri. İkincisi, 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları’nda Büyük Britanya’nın kürekte - Nazi Almanyası’nın lideri Adolf Hitler’in de izlediği- altın madalya aldığı yarışın görüntüleri. Sir Steve Redgrave’nin 2000 Olimpiyat Oyunları’nda beşinci olimpiyat altınını aldığı tekneyi de görmek herkese nasip olmaz.

WIMBLEDON LAWN
Wimbledon Tenis Turnuvası için kullanılacak en doğru kelime herhalde "epik" olurdu. Bu tarihi yapısına rağmen Wimbledon müzesi 3D görseller ve hologram görüntü seçenekleriyle tam anlamıyla fütüristik. Andy Murray’nin 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda altın madalyaya uzandığı Büyük Britanya formasının yanı sıra 1893-2015 yılları arasındaki tenis posterlerinden oluşan koleksiyon ayrıca muhteşem.